KİTAPLARIM

Turuncu Kutu

Soner Yalçın bir kitap yazdı. ‘Kara Kutu’…

Her bir satırında, kaynakçasında, dipnotunda yanlış olmayan cümlesi yok gibi… Tarih, tıp, eğitim alanlarında yanlışlar ve hatta Atatürk’ün yol arkadaşları hakkında iftiralarla dolu, modern tıp için “Çağımızın vebası” diyen bir yığından bahsediyoruz.

Yalçın; bu yığında yer alan yanlışlara, bilim dışılıklara sosyal medya üzerinden ve Veryansın TV gibi mecralardan cevap verenleri ‘kitabını okumadan yorum yapmakla, cahillikle’ suçladı ve onlara “Kitabımı okuyun öyle gelin, dilediğiniz yerde konuşalım.” diyerek meydan okudu. Meslektaşlarımın “Hadi yüzleşelim” çağrılarına Sözcü ve Oda TV köşelerinden ağzına geleni saydırdı ama dediğini yapıp kendisine meydan okuyanlarla yüzleşmedi.

‘Kara Kutu’daki yanlışları göz önüne sermek ve düzeltmek için onlarca kitap yazmak gerekir. Psikiyatrist Dr. Semih Dikkatli ise kendi uzmanlık alanından sadece ‘antidepresanlar’ hakkında yazılan kırk sayfa ve Atatürk’ün yol arkadaşları hakkında yazılmış on sayfalık bölüm için yüzlerce sayfadan oluşan bir reddiye kaleme aldı.

Elinizde tuttuğunuz bu kitap bilim düşmanlığına, Kara Kutu Lobisi’ne, Kelle/ Paça/Herbal Şifa Lobisi’ne, bilim felsefesini reddedenlere karşı bilimsel kaynaklarla, bilimsel kanıtlarla, bilimsel düşünceyle emek verilerek yazılmış cevap niteliğinde bir kaynak kitaptır.

Bilimsel verilerle ama herkesin rahatça anlayabileceği bir dil ile yazılmış bu kitabın içinde aynı zamanda “Depresyon Nedir? Sebepleri Nelerdir? Tanı ve Tedavi Süreci Nasıldır? Antidepresanların Kullanım Alanları Hangileridir? Aşı ve İlaç Faz Çalışmaları Nasıl Yapılmaktadır?” sorularına yanıt bulacak ve “Ünlü Okul Katliamları” hakkında ayrıntılı bölümler de okuyacaksınız.

Şimdi Yüzleşme Vakti…

Prof. Dr. Arif Verimli

Kral Kelebeği

… Adalet; gözü kör, terazisi kırık, tecavüze uğramış bir kadındı artık.

… Her gece yeniden tecavüze uğrayan bir kadındı artık.

…Üstelik tecavüzcüleri kafasının içindeydi ve onu asla bırakmıyorlardı.

Her cinayette, tecavüzde “Bunlar gerçek olabilir mi?” diye sorduğumuz kanayan yaramız olan kadına şiddetle ilgili bilmediğimiz pek çok detayı tüm çıplaklığıyla aktaran yazar, bilgi birikimi ile insani duyarlılığını birleştirerek şu doğru tespiti yapmış: “Bence tecavüz kişisel değil, toplumsal bir olgudur. Tecavüzde konu cinselliğin doyurulması değil, şiddet uygulamaktır ve bu şiddet eril bir şiddettir. Çoğunlukla kadına yönelik olan bu şiddetin temel amacı kadını her yönüyle baskı altına almak ve sindirerek, sürekli korku içinde tutmaktır.”

Akıcı bir dille yazılmış romanın sayfaları arasında kaybolurken, heyecan dolu bir polisiyenin içinde bulacaksınız kendinizi. 

(Doçent Doktor Meltem Ünal Erzen, İstanbul Üniversitesi, İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi)

Aman Be Ali’m

Bu adaletsiz dünyadan; bir öğretmen, denizci bir yarbay, bir baba, bir eş, bir evlat, bir dost, bir kardeş geçti. “En küçük suçu ve günahı olmayan, yapılan hukuksuzluğa isyan eden ve hukuksuzluğun yarattığı bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatına son veren” bir gönül adamı Ali Tatar geçti.

Bu şiirler; adaletli günler için ışık olabilmek adına kendi canından vazgeçen bu koca yürekli adam ve adaletle yönetilen bir Türkiye inancı için yazıldı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak beni ilgilendiren de en önce bu adaletli ülke arayışıdır. Ali Tatar kendinden vazgeçerek bizlere adalet yolunda ışık olmuş, hukuk devleti mücadelemiz konusundaki inancımızı arttırmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğe güçlü bir şekilde devamının yolu gerçek bir hukuk devletidir. Bu nedenle Ali Tatar’ın son sesine kulak vererek adaletle yönetilen bir ülke için her zaman olduğundan daha fazla yanmalıyız. Küçük çoban ateşleri büyük aydınlık ülkemizin gelecek umududur ve Ali Tatar bu çoban ateşlerinin hem ilklerinden hem de en güçlülerindendir. Bu kitabın tüm gelirinin Atatürkçü Düşünce Derneği’ne bağışlanması bile bunun bir göstergesidir.

İlkim Ozan Yayınları

Evlilikler Aynı Kısır Döngü

– Gitmesin…

– Çoktan gitti. Uzun zamandır gidiyordu ama sen fark etmedin.

İlk romanı “Geride Kalanlar” ile edebiyat dünyasına hızlı ve sağlam bir giriş yaparak adından söz ettiren Semih Dikkatli; bu kez uzmanlık alanı olan bir konuyu, insan ilişkilerini, evliliği ve aşkı mercek altına alırken, engin deneyimleriyle beslediği keskin üslubu bir kez daha okurlarını sarsıyor.

Karina Kitap Yayın Evi

Doktor Yazısı ile Aşk

“İnci tanem” diyen hoş sesini, “bu hayatın tek amacı vardır, mutlu ve iyi bir insan olmak” diyen öğretici sesini, “seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim” diyen kararlı sesini duyuyorum beynimin kıvrımlarında…

Üç psikiyatrist, Prof. Dr. Hasan Herken, Dr. Semih Dikkatli ve Dr. Gökben Hızlı Sayar “Doktor Yazısıyla Aşk” isimli bu çalışmalarında aşka biyolojik ve psikolojik çerçeveden bakıyorlar. Aşkın hormonların etkisiyle, beyin devreleriyle, yetiştirme tarzıyla yoğrulduğu, üzerine aşkın doğasında olan sanatın da bir tutam eklendiği bu kitapta kendinizden, geçmişinizden bahsedildiğini göreceksiniz.

Aşka bakış açınızın doktor yazısıyla değiştiğine şahit olacaksınız.

İlkim Ozan Yayınları

Sen Vaktinden Çok Önce Gelen

Her randevusuna geç giden insanların ülkesinde ‘Erken Gelen’lerin öyküsü var bu kitapta… Kaygı verici, utandırıcı, sonraki deneyimler için ürkütücüdür önceden gelmek. Erkek için kabustur, kadın içinse büyük bir dert. Çok basittir aslında dinamikleri, kolayca tedavi edilebilir. Yeter ki erkek bir sorunu olduğunu kabul edebilsin.

İşte bu kitaota, sorunlarını kabul eden insanların öyküleri var. Akıcı, merak uyandırıcı, bilgilendirici, hüzünlü, ama eğlendirici terapi öyküleri…

İlkim Ozan Yayınları

Geride Kalanlar

Üstçavuş Hüseyin… Yüzbaşı Akif… Nevzat… Hasan… Türk ordusunda görev almış, Türkiye sınırı dışına yollandıkları görevlerde, görevi sorgulamaksızın fedakârca dövüşmüş dört asker… Ve onların, insanın yüreğine dokunan öykülerinin diğer kahramanları; aileleri… Çoğu zaman bilmediklerimiz, duymadıklarımız, farkında olmadıklarımız… Geride Kalanlar… Semih Dikkatli, ustalıkla kurguladığı romanında hem Türk askerinin cesur, azimli ama çoğu zaman sonunda hüznün hâkim olduğu hikâyesini kaleme alıyor hem de bu hikâyenin arka planında yakın dönem Türkiye tarihinin dönüm noktalarına bir kez daha ışık tutuyor.

“Bu toprakların en çok öleni de, geride kalıp acıyı en çok hissedeni de ordusu olmuştur. Mazisi, acıların imbiğinden bu kadar çok geçmiş bir kader daha yoktur…”

Karina Kitap Yayın Evi

Zaman Geçecek ve Yalnızlığımla Öleceğim

“Elinizdeki bu kitap yıllarca süren bir grup çalışmasının birikiminin nesnelleştiği, değerli bir ürün. Aşk var, acı var, hüzün var… En önemlisi duygu var. Duygudan, duyguların sözlere dökülmesinden giderek kaçan insanoğluna, duyguları yeniden hatırlatan, insanı farklı ve derinlikli bir bakış açısıyla kavramamızı sağlayacak bir roman;

Zaman Geçecek ve Ben Yalnızlığımla Öleceğim…

Nice duygu yüklü, yeni anlatımlara Sevgili Semih Dikkatli. Duygular yaşamlarımızdan hiç eksik olmasın…”

İlkim Ozan Yayınları